Sıla KARADAĞ*
Dimitrie Cantemir, also known as Kantemiroğlu, was born on October 26, 1673, in Vaslui. His father was Constantin Cantemir, the Voivode of Moldavia. His surname Cantemir (Kantemir) means "Blood" and "Iron". The origins of Kantemir and his family have been researched by scholars such as Theophilus Siegfried Bayer, Bantisch Kamenesky, and Nicolas Tindal, who concluded that they were of Tatar descent.
His father arranged for him to receive lessons in Latin, Greek, literature, and philosophy from Yeremiya Kakovelas. He was appointed as the Voivode of Moldavia following his father's death in 1693, but due to his inexperience and young age, his tenure lasted only three months. He later returned to Istanbul and lived there until 1710. With the support of Crimean Khan Devlet Giray, he was reappointed as the Voivode of Moldavia on November 25, 1710, and returned to his country.
He established close relationships with Western ambassadors and the Russian writer Tolstoy during his time. It is understood from his works and writings about him that he valued art throughout his life, alongside his military personality. Dimitri was a skilled tanbur player and enjoyed Turkish music. He painted, engaged in architecture, and even designed some churches built in Russia during that period.
Kantemir, who saw the weakness of the Ottoman Empire during his time as the Voivode, switched sides and sided with Russia. This step not only weakened the Voivodeship but also diminished the Ottoman Empire's trust in local voivodes. During his tenure as the Voivode, Dimitri sent one of his men to the Tsar, promising to surrender Moldavia to him in return for the governance of Moldavia for himself and even for his children after him. When the Tsar accepted Dimitri's proposal, they secretly signed a treaty in Lutsk, Ukraine (1711). In other words, Dimitri betrayed the Ottoman Empire for the second time after changing sides.
After the defeat of the Russians in the Ottoman-Russian war, Dimitri was dismissed from his post and took refuge in Russia. In the defeat treaty signed when the Russians were besieged on the Prut River in 1711, the Ottomans demanded Dimitri Cantemir to be handed over to them, but they gave up when the Russians did not allow it.
Tsar Peter fulfilled his promises to Dimitri in Lutsk by giving him the land of Harkow, but later brought him to Moscow, considering it dangerous. After the death of his wife Kasandra, he remarried six years later in 1719. After his marriage, he went on the intelligence mission to the Caucasus campaign as part of the Tsar's eastern affairs. However, when he fell ill, he returned to Moscow and died on August 21, 1723. His body was sent to Romania 200 years after his death and buried in the city of Yaş.
HIS WORKS: He tried to reflect a mixed culture by combining Western and Turkish styles in his works. His major works include: Divanul sau galceava Inteleptului culumea (Divan veya Bilgenin Alemle Tartışması; Yaş 1698); Historia incrementorum atque decrementorum Aulae Othomanice (Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Çöküşü Tarihi); Kniga sistima ili sostayaniye muhammedanskiya religii; Vita Constantini Cantemyrii (Bucureşti 1973); Historia Moldo-Vlachica; Istoria leroglifica (Bucureşti 1973); Descriptio Moldovia; Kitabü İlmi’l-musiki ala vechi’l-hurufat.
MUSIC: Dimitri valued music and was known as a Turkish music composer and tanbur performer. In fact, his work 'Ilmi'l-Musiki ala Vechi'l-Hurufat' is about music. As a student of Edirne'li Ahmed Çelebi, Kantemir was the first to transcribe Ottoman music into notation, thus securing an indisputable place in the history of Turkish music. Since Kantemir did not use notation, he invented a special symbol for the kaba çargah corresponding to the pitch of the ahenk teli which was not represented in the notation. He also introduced symbols and slices to indicate certain pieces, making it easier to read the scores. Close to fifty of Kantemir's works have been transmitted to the present day through notation collections, as well as through oral tradition, namely the Hamparsum notation.
References
Akdes Nimet Kurat, Prut Seferi ve Barışı: 1123 (1711), Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Enstitüsü, Ankara 1951.
Eugenie Popescu-Judetz, “Kantemiroğlu (Dimitrie Cantemir), Mûsiki”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 24, 2001, ss. 322-323.
Mihai Maxim, “Kantemiroğlu (Dimitrie Cantemir)”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 24, 2001, ss. 320-322.
Mustafa Özdemir, “Dimitri Kantemir; Osmanlı Devleti’nde Yetişen Bir Oryantalist”, Akra Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Sayı 10, 2016, ss. 65-76.
* Undergraduate Students, Department of History, Faculty of Arts and Sciences, İnönü University, MALATYA
Sıla KARADAĞ*
Dimitrie Cantemir nam-ı diğer Kantemiroğlu, 26 Ekim 1673 yılında Vaslui’de doğmuştur. Babası Boğdan Voyvodası Constantin Kantemir’dir. Soyadı olan Cantemir (Kantemir) ‘Kan’ ve ‘Temir’ (Demir) anlamına gelir. Kantemir ve ailesinin kökeni Theophilus Siegfried Bayer, Bantisch Kamenesky ve Nicolas Tindal gibi araştırmacılar tarafından da araştırılmış ve Tatar kökenli olduğu kanaatine varmışlardır.
Babası, Yeremiye Kakovelas’dan Latince, Yunanca, Edebiyat ve Felsefe derslerini almasını sağladı. 1693 yılında babasının ölümüyle Boğdan Voyvodası olarak babasının yerine atandı ama tecrübesiz ve küçük yaşta olmasından dolayı voyvodalık görevi sadece üç ay sürdü. Daha sonra İstanbul’a dönüp 1710 tarihine kadar orada yaşadı. Kırım Han’ı Devlet Giray’ın desteğiyle 25 Kasım 1710’da Boğdan Voyvodalığı’na tekrar atandı ve ülkesine döndü.
Dönemindeki Batılı elçilerle ve Rus yazar Tolstoy ile yakın ilişkiler kurdu. Dimitri Kantemir’in askeri kişiliğinin yanında hayatı boyunca sanata da önem verdiği eserlerinde ve hakkında yazılan yazılardan anlaşılmaktadır. Dimitri çok iyi tanbur çalar ve Türk musikisini severdi. Resim yapar, mimarlıkla meşgul olurdu hatta o dönemde Rusya’da yapılan bazı kiliselerin planları da Dimitri’ye aittir.
Boğdan Voyvodalığı zamanında Osmanlı Devleti’nin zayıfladığını gören Kantemir, taraf değiştirerek Rusya tarafına geçti. Bu adım Boğdan Voyvodalığını zayıflatmasının yanında Osmanlı’nın yerli voyvodolara olan güvenini de azalttı. Dimitri, voyvodalığı zamanında adamlarından birini Çar’a göndererek şahsıyla birlikte Boğdan’ı Çar’a teslim edeceğini fakat buna karşılık Boğdan’ın yönetimini kendisine ve hatta kendisinden sonra da çocuklarına verilmesini istedi. Dimitri’nin teklifi, Çar tarafından kabul edilince Ukrayna’nın Lutsk kentinde gizlice bir antlaşma imzaladılar (1711). Yani Dimitri taraf değiştirmesinin ardından ikinci kez Osmanlı Devleti’ne ihanet etmiştir.
Yapılan Osmanlı-Rus savaşında Rusların yenik düşmesiyle Dimitri de görevinden azledildi ve Rusya’ya sığındı. 1711’de Rusların Prut Nehrinde kuşatma altına alınmasıyla imzalanan mağlubiyet antlaşmasında Osmanlı Dimitri Kantemir’in kendilerine verilmesini istediler ama Ruslar’ın buna müsaade vermeyişi ile vazgeçtiler.
I. Petro, Lutsk’da Dimitri’ye verdiği sözleri tutarak Harkow ülkesini ona verdi fakat daha sonra bunun tehlikeli olacağını düşünüp onu Moskova’ya getirtti. Eşi Kasandra’nun ölümünün ardından altı yıl sonra 1719’da ikinci evliliğini yaptı. Evliliğinin ardından Çar Petro’nun doğu işlerinde istihbaratçı olarak Kafkasya seferine çıktı. Ancak hastalığı başlayınca Moskova’ya döndü ve 21 Ağustos 1723’te vefat etti. Ölümü üzerinden 200 yıl geçtikten sonra naaşı Romanya’ya gönderilerek Yaş Kenti’nde toprağa verildi.
ESERLERİ: Eserlerinde Batı ve Türk tarzını birleştirerek karma bir kültür yansıtmaya çalışmıştır. Başlıca eserleri arasında şunlar yer almaktadır: Divanul sau galceava Inteleptului culumea (Divan veya Bilgenin Alemle Tartışması; Yaş 1698); Historia incrementorum atque decrementorum Aulae Othomanice (Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Çöküşü Tarihi); Kniga sistima ili sostayaniye muhammedanskiya religii; Vita Constantini Cantemyrii (Bucureşti 1973); Historia Moldo-Vlachica; Istoria leroglifica (Bucureşti 1973); Descriptio Moldovia; Kitabü İlmi’l-musiki ala vechi’l-hurufat.
MUSİKİ: Dimitri musikiye önem vermiş ve Türk musikisi bestecisi ve tanbur icracısı olarak tanınmıştır. Hatta yazmış olduğu ilmi’l-musiki ala vechi’l-hurufat eseride musuki üzerinedir. Edirne’li Ahmed Çelebi’nin tilmizi(öğrencisi) olan Kantemir, ilk kez Osmanlı musikisini notaya geçirmiş, bu suretle Türk musikisi tarihinde tartışılmaz bir yer edinmeyi garantilemiştir. Kantemir notada gösterilmediği için işlevi olmayan ahenk telinin perdesine denk düşen nerm çargah (kaba çargah) için de özel bir işaret icat etmiştir. Notaları okumayı daha kolay hale getirmek için belirli parçaları gösteren işaretler ve dilimler koymuştur. Kantemir’in elliye yakın eseri nota koleksiyonu, Kevser-i Mecmuası’ndan ve sözlü gelenek yani Hamparsum notaları yoluyla günümüze aktarılmıştır.
Kaynaklar
Akdes Nimet Kurat, Prut Seferi ve Barışı: 1123 (1711), Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Enstitüsü, Ankara 1951.
Eugenie Popescu-Judetz, “Kantemiroğlu (Dimitrie Cantemir), Mûsiki”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 24, 2001, ss. 322-323.
Mihai Maxim, “Kantemiroğlu (Dimitrie Cantemir)”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 24, 2001, ss. 320-322.
Mustafa Özdemir, “Dimitri Kantemir; Osmanlı Devleti’nde Yetişen Bir Oryantalist”, Akra Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Sayı 10, 2016, ss. 65-76.
* Lisans Öğrencisi, İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, MALATYA