#38 HENDESEHÂNE: THE BIRTH OF MODERN MILITARY EDUCATION IN THE OTTOMAN EMPIRE (1734)
HENDESEHÂNE: OSMANLI DEVLETİ’NDE MODERN ASKERÎ EĞİTİMİN DOĞUŞU (1734)
Adem Çeken, Undergraduate Student, İnönü University History Department
Tarihland-iniz / You have been historicized
The Ottoman Empire began to fall behind Europe's military and technological advancements from the late 16th century onward. Limited successes in wars fought against the Habsburg Empire in the west and the Safavids in the east during the 17th century showed that the Ottoman army was no longer as powerful as it had been. The failure of the Second Siege of Vienna in 1683 was a clear indication that the Ottomans were losing their dominance in Europe. Following this defeat, the Ottomans had to fight a prolonged war against the Holy League (Austria, Poland, Venice, and Russia). This war culminated in the signing of the Treaty of Karlowitz in 1699, which resulted in significant territorial losses for the Ottoman Empire.
With the Treaty of Karlowitz, the Ottoman Empire ceded: Hungary, Transylvania, and Slavonia to Austria, Podolia and Ukraine to Poland, The Morea Peninsula to Venice. This treaty marked the first significant territorial loss in Ottoman history and symbolized the decline of the empire from its zenith. These developments caused a serious shock to the Ottoman administration and highlighted the need for an effective military strategy in response to rising internal and external threats. It became evident that the old military system was no longer sufficient in the face of European advancements, prompting efforts to reform the army and bureaucracy.
Despite the Ottoman administration's attempts to introduce military reforms following the Treaty of Karlowitz, many of these efforts were unsuccessful. The primary reason for this failure was the undisciplined and ineffective nature of the Janissary Corps, which formed the backbone of the Ottoman army. By the early 18th century, the Janissary Corps had become more of a group fighting for political and economic interests than a military unit.
During the reign of Mahmud I (1730-1754), the Ottoman Empire decided to undertake comprehensive reforms to enhance the effectiveness of its army. During this period, Humbaracı Ahmed Pasha (Comte de Bonneval) played a leading role in implementing modern military techniques in the Ottoman army. Establishing the Hendesehane was a concrete manifestation of this understanding, making it one of the most critical components of military modernization.
The onset of the Industrial Revolution in Europe and the rapid technological advancements it brought about also ushered in military innovations. Significant progress was made in artillery, cartography, engineering, and maritime navigation. The Military Revolution in Europe, which took place in the late 17th century, led to profound changes in the structure of armies and warfare strategies.
During this period, states shifted from traditional feudal armies to centrally controlled professional military units receiving regular salaries. Artillery became one of the most critical elements of the Military Revolution. With increased firepower and new artillery tactics, artillery played a decisive role in European armies. After the Military Revolution, Europe's regular and disciplined armies became more effective than the traditional Ottoman military structure.
Humbaracı Ahmed Pasha reorganized the Humbaracı Corps and introduced modern European military techniques to the Ottoman army. He designed training programs to cultivate officers specialized in artillery, bombardment, and engineering. In 1734, under Ahmed Pasha's leadership, Hendesehane was established as one of the first modern military educational institutions in the Ottoman Empire.
The education provided at Hendesehane included mathematics, geometry, cartography, and artillery, contributing significantly to the modernization of the Ottoman army and the training of a new generation of officers.
Under the leadership of Humbaracı Ahmed Pasha, Hendesehane was established in Üsküdar Toptaşı as one of the first modern military educational institutions in the Ottoman Empire. The institution implemented a military curriculum that included mathematics, geometry, and science courses. The school focused particularly on training artillery officers and aimed to equip the Ottoman army with modern military techniques of the era. However, due to concerns over potential uprisings by the Janissaries, Hendesehane was closed in 1740.
The first instructor at Hendesehane was Said Efendi, the son of Hacı Mehmed Efendi, the Mufti of Yenişehir. He worked as an engineering instructor for a salary of 60 akçe. He introduced Sultan Mahmud I to 'Dürbünlü Rubu,' a device developed by Europeans to help bombardiers calculate their target range during artillery fire. Said Efendi is credited with authoring four works on area and distance measurement. Other engineering instructors at Hendesehane included Ali Ahmed Hoca and Süleyman b. Hasan, both receiving a salary of 40 akçe. Additionally, Istanbul-born İbrahim, who worked as a drawing teacher (muallim-i resim), earned a salary of 60 akçe in 1739 before resigning.
French-born Engineer Selim, appointed by Humbaracı Ahmed Pasha, was assigned to the first room of the Humbaracı Barracks as the "başçavuş" (chief sergeant). Between 1735 and 1741, Engineer Selim also participated in educational activities and led the teaching of European military techniques to Ottoman officers. During this period, Hendesehane was established to train officers and played a vital role in conveying European military techniques to Ottoman officers.
Although Hendesehane was closed in 1740, its legacy laid the foundation for the Mühendishane-i Berrî-i Hümayun, established during the reign of Selim III. This school expanded the educational program of Hendesehane and trained officers in land engineering. The Mühendishane-i Bahri-i Hümayun, established for naval engineering education, was also inspired by Hendesehane. These schools played a critical role in modernizing the Ottoman army and training a new generation of officers.
The establishment of Hendesehane in 1734 by Humbaracı Ahmed Pasha is considered one of the first significant steps in modern military education in the Ottoman Empire. Despite its closure, Hendesehane's legacy was continued through the Mühendishane schools established later, which played a fundamental role in modernizing the Ottoman army.
Selected Bibliography
Abdullah Bayındır, “Osmanlı Devletinde Piyade Sınıfı Askerlerin Eğitimi”, Tarih ve Gelecek Dergisi, Cilt 4, Sayı 3, 2018, ss. 119-138.
Evren Gökçe, “1199/1784 Tarihli Bir Belgeye Göre Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyûn’da Eğitim Araç Gereçleri ve Diğer Eşyalar”, Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, Sayı 2, Temmuz 2022, ss. 1-18.
Mehmet Batuhan Çeken, “18. Yüzyıl Osmanlı Kara Ordusunda Teknoloji Transferi: Fransız Uzmanların Topçu Islahatlarında Rolü”, Memleket Siyaset Yönetim, Cilt 17, Sayı 37, Haziran 2022, ss. 115-142.
Mustafa Kaçar, “Osmanlı İmparatorluğunda Askeri Sahada Yenileşme Döneminin Başlangıcı”, Osmanlı Bilim Araştırmaları, Sayı 1, 1995, ss.209-225.
Mustafa Kaçar, “Tersâne Hendesehânesi’nden Bahriye Mektebi’ne Mühendishâne-i Bahrî-i Hümâyûn”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları Atilla Bir Armağanı, Cilt 9, Sayı 1-2, 2008, ss. 51-77.
Şinasi Acar, Atilla Bir, Mustafa Kaçar, “Osmanlı’da Sivil Mühendis Yetiştirmek Üzere Açılan Hendese-i Mülkiye Mektebi”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XVII/2 (2016), ss. 1-26.
Uğur Kurtaran, “Sultan I. Mahmud Dönemi (1730-1754) Islahat Hareketleri”, Turkish Studies, Vol. 8/2, Winter 2013, pp. 167-179.
Adem Çeken, Lisans Öğrencisi, İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü
Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa'daki askeri ve teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmaya başlamıştı. 17. yüzyılda batıda Habsburg İmparatorluğu ve doğuda Safevilerle girilen savaşlarda elde edilen sınırlı başarılar, Osmanlı ordusunun eski gücünde olmadığını gösteriyordu. Özellikle 1683'teki II. Viyana Kuşatması'ndaki başarısızlık, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki üstünlüğünü kaybettiğinin somut bir göstergesi oldu. Bu başarısızlığın ardından Osmanlılar, Kutsal İttifak'a (Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rusya) karşı uzun süren bir savaş yürütmek zorunda kaldılar. Savaşın sonunda 1699'da Karlofça Antlaşması imzalandı ve Osmanlı İmparatorluğu önemli toprak kayıplarına uğradı. Karlofça Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu, Macaristan, Erdel ve Slavonya'yı Avusturya'ya, Podolya ve Ukrayna'yı Lehistan'a, Mora Yarımadası'nı Venedik'e bıraktı.
Bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak kaybettiği ilk büyük antlaşma olarak tarihe geçti ve imparatorluğun gücünün zirvesinden düşüşe geçtiğini simgeledi. Bu gelişmeler, Osmanlı yönetiminde ciddi bir sarsıntıya neden oldu ve artan iç ve dış tehditlere karşı etkili bir askeri strateji geliştirme ihtiyacını gündeme getirdi. Bu dönemde Osmanlı yönetimi, eski askeri düzenin artık Avrupa'daki gelişmeler karşısında yetersiz kaldığını fark etti ve ordunun ve bürokrasinin reforme edilmesine yönelik girişimler hız kazandı.
Karlofça Antlaşması'nın ardından Osmanlı yönetimi, askeri reformlara yönelik çeşitli girişimlerde bulunsa da bu reformların büyük bir kısmı başarılı olamadı. Bu başarısızlığın başlıca nedenlerinden biri, Osmanlı ordusunun çekirdeğini oluşturan Yeniçeri Ocağı'nın disiplinsizliği ve etkisizliği idi. Yeniçeri Ocağı, 18. yüzyılın başlarında bir askerî birlikten çok politik ve ekonomik çıkarlar için mücadele eden bir gruba dönüşmüştü. I. Mahmud (1730-1754) döneminde Osmanlı Devleti, ordunun etkinliğini artırmak için kapsamlı reformlar yapma kararı aldı. Bu dönemde Humbaracı Ahmed Paşa (Comte de Bonneval), Osmanlı ordusunda modern askeri tekniklerin uygulanmasında öncü bir rol oynadı. Askeri modernizasyonun en önemli unsurlarından biri olan Hendesehane'nin kurulması ise bu anlayışın somut bir ürünü olarak ortaya çıktı.
Avrupa'da Sanayi Devrimi'nin başlaması ve bununla birlikte teknolojik gelişmelerin hızlanması, askeri alandaki yenilikleri de beraberinde getirdi. Özellikle topçuluk, haritacılık, mühendislik ve gemicilik alanlarında ciddi ilerlemeler kaydedildi. Avrupa'da 17. yüzyıl sonlarında yaşanan Askeri Devrim, orduların yapısında ve savaş stratejilerinde köklü değişimlere yol açtı. Bu dönemde devletler, geleneksel feodal ordulardan merkezi olarak kontrol edilen ve düzenli maaş alan profesyonel askeri birliklere geçiş yaptı. Topçuluk, Askeri Devrim'in en önemli unsurlarından biri haline geldi. Artan ateş gücü ve yeni topçu taktikleri sayesinde topçuluk, Avrupa ordularında belirleyici bir rol oynadı. Avrupa'da Askeri Devrim sonrasında ortaya çıkan düzenli ve disiplinli ordular, Osmanlı İmparatorluğu'nun geleneksel askeri yapısı karşısında daha etkin hale geldi.
Humbaracı Ahmed Paşa, Humbaracı Ocağı'nı yeniden organize ederek Avrupa'daki modern askeri teknikleri Osmanlı ordusuna kazandırdı. Topçuluk, humbaracılık ve mühendislik alanlarında uzman subaylar yetiştirilmesi için eğitim programları oluşturdu. 1734 yılında Hendesehane, Humbaracı Ahmed Paşa'nın öncülüğünde kuruldu. Hendesehane, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk modern askeri eğitim kurumlarından biri oldu. Hendesehane'de verilen eğitim, matematik, geometri, haritacılık ve topçuluk gibi modern askeri teknikleri içeriyordu. Bu eğitim programı, Osmanlı ordusunun modernleşmesinde ve yeni nesil subayların yetiştirilmesinde önemli bir rol oynadı.
Humbaracı Ahmed Paşa'nın liderliğinde, Üsküdar Toptaşı'nda kurulan Hendesehane, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk modern askeri eğitim kurumlarından biri olarak kabul edilir. Bu okulda matematik, geometri ve fen bilimleri dersleri verilen askerî bir program uygulanıyordu. Özellikle topçu subayların yetiştirilmesine odaklanan okul, dönemin modern askeri tekniklerini Osmanlı ordusuna kazandırmayı amaçladı. Ancak, yeniçerilerin bu duruma karşı olası ayaklanmasından duyulan endişe nedeniyle Hendesehane 1740 yılında kapatıldı.
Hendesehane'nin ilk hocası, Yenişehir Müftüsü Hacı Mehmed Efendi-zade Said Efendi idi. Kendisi, 60 akçe maaş karşılığında mühendis hocası olarak çalışıyordu. Avrupalılar tarafından geliştirilmiş olan 'Dürbünlü Rubu' adlı, humbaracıların atış sırasında hedefi hesaplamaya yarayan bir aleti I. Mahmud'a tanıtmıştı. Said Efendi'nin alan ve mesafe ölçmeye dair dört eseri olduğu belirtilmektedir. Hendesehane'de mühendis hocası olarak görev yapan diğer öğretmenler arasında 40 akçe maaş alan Ali Ahmed Hoca ve Süleyman b. Hasan da bulunuyordu. Ayrıca resim öğretmeni (muallim-i resim) olan İstanbullu İbrahim de 1739 yılında 60 akçe maaş alarak görev yapmış ve daha sonra istifa etmiştir.
Humbaracı Ahmed Paşa tarafından görevlendirilen Fransız asıllı Mühendis Selim, Humbaracılar kışlasının birinci odasında "başçavuşluk" görevine getirildi. 1735-1741 yılları arasında Mühendis Selim, eğitim faaliyetlerine kendisi de katılarak Osmanlı subaylarına Avrupa askeri tekniklerini öğretmede liderlik etmiştir. Bu dönemde subay yetiştirilmek üzere kurulan Hendesehane, Avrupa'dan getirilen askeri teknikleri Osmanlı subaylarına aktararak modernleşme sürecine önemli bir katkı sağlamıştır.
Subay yetiştirilmek üzere kurulan Hendesehane, III. Selim döneminde kurulacak olan Mühendishane-i Berrî-i Hümayun'un temellerini attı. Bu okul, Hendesehane'nin eğitim programını geliştirerek kara mühendisliği alanında Osmanlı ordusuna subay yetiştirdi. Ayrıca, deniz mühendisliği eğitimi için kurulan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun da Hendesehane'den ilham aldı. Bu okullar, Osmanlı ordusunun modernleşmesinde ve yeni nesil subayların yetiştirilmesinde kritik bir rol oynadı.
1734 yılında Humbaracı Ahmed Paşa tarafından kurulan Hendesehane, Osmanlı İmparatorluğu'nun modern askeri eğitim alanındaki ilk önemli adımlarından biri olarak kabul edilir. Okulun kapatılmasına rağmen, mirası daha sonra kurulan Mühendishaneler aracılığıyla devam ettirildi ve Osmanlı ordusunun modernleşmesinde temel bir rol oynadı.
Seçilmiş Kaynakça
Abdullah Bayındır, “Osmanlı Devletinde Piyade Sınıfı Askerlerin Eğitimi”, Tarih ve Gelecek Dergisi, Cilt 4, Sayı 3, 2018, ss. 119-138.
Evren Gökçe, “1199/1784 Tarihli Bir Belgeye Göre Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyûn’da Eğitim Araç Gereçleri ve Diğer Eşyalar”, Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, Sayı 2, Temmuz 2022, ss. 1-18.
Mehmet Batuhan Çeken, “18. Yüzyıl Osmanlı Kara Ordusunda Teknoloji Transferi: Fransız Uzmanların Topçu Islahatlarında Rolü”, Memleket Siyaset Yönetim, Cilt 17, Sayı 37, Haziran 2022, ss. 115-142.
Mustafa Kaçar, “Osmanlı İmparatorluğunda Askeri Sahada Yenileşme Döneminin Başlangıcı”, Osmanlı Bilim Araştırmaları, Sayı 1, 1995, ss.209-225.
Mustafa Kaçar, “Tersâne Hendesehânesi’nden Bahriye Mektebi’ne Mühendishâne-i Bahrî-i Hümâyûn”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları Atilla Bir Armağanı, Cilt 9, Sayı 1-2, 2008, ss. 51-77.
Şinasi Acar, Atilla Bir, Mustafa Kaçar, “Osmanlı’da Sivil Mühendis Yetiştirmek Üzere Açılan Hendese-i Mülkiye Mektebi”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XVII/2 (2016), ss. 1-26.
Uğur Kurtaran, “Sultan I. Mahmud Dönemi (1730-1754) Islahat Hareketleri”, Turkish Studies, Vol. 8/2, Winter 2013, pp. 167-179.