#24 FROM PENS TO SWORDS: THE CLASH OF DIPLOMACY AND IDEOLOGY BETWEEN SULTAN SELİM I AND SHAH ISMAİL
Kalemlerden Kılıçlara: Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail Arasında Diplomasi ve İdeolojinin Çatışması
Dilek Kalender, Undergraduate Student, İnönü University History Department
Sultan Selim I, the ninth sultan of the Ottoman Empire, entered into intense diplomatic and ideological conflict with Shah Ismail, the leader of the Safavid State, in the early years of his reign. During this period, the harsh debates conducted through letters between the two leaders were a significant factor shaping the political and military strategies of both states.
In his letters, Sultan Selim highlighted the Ottoman Empire’s superior power and its claim to Islamic leadership, while inviting Shah Ismail to abandon his erroneous beliefs and cease his aggressive policies. The language used by Sultan Selim underscored the might of the Ottoman Empire and its commitment to Islam, questioning the religious and political legitimacy of the Safavids. Here is an excerpt from one of Sultan Selim’s letters:
'I, the ruler of the Ottomans, the commander of the warriors, the son of Sultan Murat Han, the grandson of Fatih Sultan Mehmet, the son of Sultan Bayezid, Sultan Selim Han. As for you, Emir Ismail, you who are on the wrong path, you have corrupted the purity of Islamic beliefs.'
Shah Ismail’s responses took on a reserved and mocking tone to these challenges. While maintaining his claim to superiority, Shah Ismail provided answers that displayed his diplomatic intelligence and strategic depth. Sultan Selim, while clearly articulating his military and ideological battles in his letters, also emphasized his religious and moral superiority. Particularly, he referenced his war preparations with the following words:
'Faced with this situation, I have discarded the silken garments I use in ceremonies to fulfill God's commands and assist those who suffer oppression. I have donned my armor, girded my sword, mounted my horse, and crossed to the Anatolian side at the beginning of the month of Safar, heading towards you.'
The correspondence between Sultan Selim and Shah Ismail allows us to deeply understand the complexities of the relationships between the Ottoman and Safavid states and the personalities of these two great emperors. These exchanges not only record military strategies and political maneuvers but also reflect the ideological conflicts and religious stances of the two rulers, illuminating the political and religious fabric of the era.
These diplomatic exchanges also demonstrate how both leaders shaped their claims to religious and cultural supremacy while striving to protect and expand their state’s boundaries. Sultan Selim's efforts to reinforce his role as a leader in the Islamic world and Shah Ismail's defense of Safavid originality and Shia identity further highlight the strategic and ideological dimensions of these letters.
Ottoman-Safavid correspondence also showcases the diplomatic language of the time and the sarcastic and confrontational tones used in leader-to-leader communications, offering a rich resource for studying historical diplomatic documents. These exchanges provide modern historians and policy analysts with valuable insights into historical leadership models and the complex dynamics of international relations.
In conclusion, the correspondence between Sultan Selim and Shah Ismail is of critical importance for understanding historical events, helping us better comprehend the interactions and conflicts on the historical stage between the Ottoman and Safavid empires. These documents are indispensable for historical research, showing how political leadership, religious identity, and cultural conflicts have been shaped and managed throughout history.
Selected Bibliography
Feridun Emecen, "Selim I", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 36, 2009, ss. 407-414.
Feridun Emecen, “Osmanlı Devleti’nin Şark Meselesinin Ortaya Çıkışı: İlk Münasebetler ve İç Yansımaları”, Tarihten Günümüze Türk-İran İlişkileri Sempozyumu, Ankara 2003, s. 33-48.
Mustafa Çetin Varlık, "Çaldıran Savaşı", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 8, 1993, ss. 193-195.
Selâhattin Tansel, Yavuz Sultan Selim, Ankara 1969.
Şehabeddin Tekindağ, “Yeni Kaynak ve Vesikaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi”, Tarih Dergisi, XVII/22 (1968), s. 49-76.
Tufan Gündüz, "Şah İsmâil", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 38, 2010, ss. 253-255.
Dilek Kalender, Lisans Öğrencisi, İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü
Osmanlı İmparatorluğu'nun dokuzuncu padişahı Yavuz Sultan Selim, tahta çıkışının ilk yıllarında, Safevi Devleti'nin lideri Şah İsmail ile yoğun bir diplomatik ve ideolojik mücadeleye girmiştir. Bu süreçte, iki lider arasında mektuplar aracılığıyla gerçekleşen sert münazaralar, her iki devletin siyasi ve askeri stratejilerini şekillendiren önemli bir unsurdur.
Yavuz Sultan Selim, mektuplarında Osmanlı'nın üstün gücünü ve İslami liderlik iddiasını ön plana çıkarırken, Şah İsmail'i yanlış inançlarını terk etmeye ve saldırgan politikalarını sonlandırmaya davet etmiştir. Sultan Selim'in kullandığı dil, Osmanlı'nın kudretini ve İslam'a olan bağlılığını vurgulayarak, Safevilerin dini ve politik meşruiyetini sorgulamaktadır. İşte Sultan Selim'in bir mektubundan alıntı:
"Ben ki Osmanlıların hükümdarı, gazilerin serdarı, Sultan Murat Han oğlu, Fatih Sultan Mehmet torunu, Sultan Bayezid oğlu Sultan Selim Han'ım. Sana gelince emir İsmail, sen ki kötü yoldasın, İslam inançlarının safiyetini bozmuş bulunuyorsun."
Şah İsmail'in yanıtları, bu meydan okumalara ketum ve alaycı bir tutum takınmıştır. Şah İsmail, Yavuz Sultan Selim'e olan üstünlük iddiasını korurken, diplomatik zekâsını ve stratejik derinliğini sergileyen cevaplar vermiştir. Yavuz Sultan Selim, askeri ve ideolojik mücadelelerini mektuplarında belirgin bir şekilde ortaya koyarken, aynı zamanda dini ve ahlaki üstünlüğünü de vurgulamıştır. Özellikle, savaş hazırlıklarına atıfta bulunarak, şu ifadeleri kullanmıştır:
"Bu durum karşısında ben Allah’ın emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yardım etmek için merasimlerde kullandığım ipekli padişahlık elbiselerimi çıkardım. Zırhımı giyip kılıcımı kuşandım. Atıma binerek Safer ayının başında Anadolu yakasına geçtim sana doğru gelmekteyim."
Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki mektuplaşmalar, Osmanlı ve Safevi devletleri arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını ve bu iki büyük imparatorluğun liderlerinin kişiliklerini derinlemesine anlamamıza olanak tanır. Bu yazışmalar, sadece askeri stratejilerin ve politik manevraların bir kaydı olmakla kalmayıp, aynı zamanda iki hükümdarın ideolojik çatışmalarını ve dini tutumlarını da yansıtarak, dönemin siyasi ve dini dokusunu aydınlatır.
Bu diplomatik alışverişler, her iki liderin de kendi devletlerinin sınırlarını koruma ve genişletme çabalarının yanı sıra, dini ve kültürel üstünlük iddialarını nasıl şekillendirdiklerini göstermektedir. Yavuz Sultan Selim'in İslam dünyasındaki liderlik rolünü pekiştirmeye çalışması ve Şah İsmail'in Safevi özgünlüğünü ve Şii kimliğini savunması, bu mektupların stratejik ve ideolojik boyutlarını daha da belirginleştirir.
Osmanlı-Safevi mektuplaşmaları, aynı zamanda dönemin diplomatik dilini ve retoriğini, liderler arası iletişimde kullanılan alaycı ve meydan okuyucu tonları da sergileyerek, tarihi diplomatik yazışmaların incelenmesi için zengin bir kaynak sunar. Bu yazışmalar, modern tarihçilere ve politika analistlerine, tarihi liderlik modelleri ve uluslararası ilişkilerdeki karmaşık dinamikler hakkında değerli içgörüler sağlamaktadır.
Sonuç olarak, Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki bu mektuplaşmalar, tarihi olayları anlamada kritik bir öneme sahip olup, Osmanlı ve Safevi imparatorluklarının tarih sahnesindeki etkileşimlerini ve çatışmalarını daha iyi kavramamızı sağlar. Bu belgeler, siyasi liderlik, dini kimlik ve kültürel çatışmaların tarih boyunca nasıl şekillendiğini ve yönetildiğini gösteren değerli örnekler olarak tarihî araştırmalar için vazgeçilmezdir.
Seçilmiş Kaynakça
Feridun Emecen, "Selim I", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 36, 2009, ss. 407-414.
Feridun Emecen, “Osmanlı Devleti’nin Şark Meselesinin Ortaya Çıkışı: İlk Münasebetler ve İç Yansımaları”, Tarihten Günümüze Türk-İran İlişkileri Sempozyumu, Ankara 2003, s. 33-48.
Mustafa Çetin Varlık, "Çaldıran Savaşı", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 8, 1993, ss. 193-195.
Selâhattin Tansel, Yavuz Sultan Selim, Ankara 1969.
Şehabeddin Tekindağ, “Yeni Kaynak ve Vesikaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi”, Tarih Dergisi, XVII/22 (1968), s. 49-76.
Tufan Gündüz, "Şah İsmâil", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 38, 2010, ss. 253-255.Thanks for reading Tarihland-iniz! Subscribe for free to receive new posts and support my work.